Mimar, mühendis, otomobil yarışçısı, kayakçı, mobilya tasarımcısı, fotoğrafçı, öğretim üyesi, sahne ve moda tasarımcısı, vs. Ölümünün otuzuncu yılında Carlo Mollino’nun çalışmalarından seçtiğim daha az bilinen örneklerle bir kez daha hatırlamak istedim. 1950'li yılların mobilya tasarımının içinde incelediğimizde özellikle “Arabesque” serisi ile ilgimizi çeken bu tasarımcının “egzantrik” olmanın ötesinde yaşama sevinci ile dolu olduğunu, yeni edindiğim monografisinde bir kez daha izleme şansını elde ettim. | Gösteri pilotu olarak Carlo Mollino |
Eline aldığı her işin altından büyük bir becerinin ötesinde kendine özgü bir tarz yaratarak kalkmış ve tutkularını gerçeğe dönüştürmüş bir İtalyan tasarımcı ve sanatçısı. 30’lu yıllarda Fütürizm ve Sürrealizm’den etkilendiği ifade tarzı ile kendisini döneminin Milano çıkışlı "ulusal rasyonalist" meslektaşlarından farklı bir konuma oturtan Carlo Mollino, 6 Mayıs 1905'te Torino’da ünlü bir mühendis ve mimar Eugeni Mollino’nun oğlu olarak dünyaya gelmiştir.
Önceleri sanat tarihi okuyan Mollino, 1931 yılında Torino mimarlık fakültesinden mezun olduktan sonra bir süre babasının yanında çalışmıştır. Bu yıllarda gerçekleştirmiş olduğu yapılar arasında Cuneo Tarım Federasyonu merkez binası ve Casa del Fascio de Voghera yer almaktadır. 1936 yılında bağımsız olarak çalışmaya başlar ve kendisi için yapmış olduğu Casa Miller, onun aynı zamanda fotoğraf stüdyosu olacaktır. Miller evinin ilginç mekanlarında çekmiş olduğu portre dizisi “Ritratti Ambientati” başlığı altında Occhio Magico dergisinde yayınlanmıştır. Konulu fotoğrafları portre, iç mekan, mimarlık, natures morte, yolculuk ve nü başlıkları altında toplanabilir. Siyah-beyaz fotoğraf konusu Mollino’nun çok yönlü sanat çalışmaları içinde önemli bir yer tutar; 1960'larda renkli polaroid çekimlere geçecektir.
Mario Damonte ve Enrico Nardi ile birlikte tasarladığı "Bisiluro Damolnar" (1955) | Mollino’nun en önemli yapıtları arasında sayılan 1937 yılında yine V.Baudi ve di Selvi ile birlikte gerçekleştirdikleri Torino Binicilik Kulübü “Ippica”, 1966 yılında büyük itirazlara rağmen yıkılacaktır. 1942 yılında “Tepedeki Ev” projesi Domus dergisinde, 1943 yılında da “İdeal Ev” projesi Stile dergisinde yayınlandığında Gio Ponti bu projeyi “klasik mimariden esinlenen strüktürün yeni yorumlanması” olarak tanımlar.
Bir başka önemli mimarlık projesi 1946 yılında gerçekleştirmiş olduğu Lago Nero’daki telesiyej istasyonudur. Kayak sporu onun bir başka tutkusudur, kendisi de İtalya’nın önde gelen |
kayakçıları arasında sayılacak, bir dönem kış sporları federasyonunun başkanlığını yürütecek ve 1951 yılında da kayak tekniği üzerine kitap yayınlayacaktır.
Döneminin Torino şehrinde yaşayanların karakteristik uğraşlarından sayılan gösteri pilotluğu ve yarış arabası sürücülüğü onu bu konularda da tasarım çalışmalarına yöneltmiştir. Uçak parçalarının tasarımıyla da uğraşan Mollino, 1955 yılında tasarlamış olduğu “Bisiluro Damolnar," Mario Damonte ve Enrico Nardi’nin katkılarıyla gerçekleştirilecek ve Le Mans’da 750 cm3 kategorisinde rekor kıracaktır. Zaten daha önceki tasarımı olan, yine Damonte ile gerçekleştirdiği “Osca 1100” de Mans 24'te zaman rekorunu kırmıştır. Yapmış olduğu otomobil gövde tasarımları kadar mekanikle ilgili yenilikleri ile de ilgi çekicidir; “yarış arabaları için stabilisatörlü aerodinamik fren sistemi” buluşu, almış olduğu 16 patentten biridir. 1960'larda otomobil tasarımı merakını daha çok otomobil ile ilgili mimarlık yapılarına yöneltir, Torino Autodromu, servis istasyonları, otomotiv fuarlarında standlar ve Agipgas için tasarlamış olduğu “Nube d’Argento” adlı gezici sergi otobüsü bunlardan bazılarıdır. Mollino’nun en ilginç çalışmaları arasında bence mobilya tasarımları yer almaktadır, mobilyaları genelde seri üretim için tasarlanmamış, yapmış olduğu mimarlık ve içmimarlık tasarımlarının bir parçasıdır, "Casa Orengo" ve "Casa Minola" örneklerinde olduğu gibi... | "Casa Orengo" (1948)Masif ahşap sandalye |
Pres kontrplak (1952) | Mobilya tasarımlarında kullanmışolduğu teknik, patenti yine ona ait olan soğuk pres tekniği ile şekil verdiği kontrplak çalışmalardır. İnsan vücudunun, özellikle kadın bedeninin kıvrımlarından yola çıkarak yapmış olduğu biomorfik mobilya tasarımları 1950’lerin organik tasarımlarını etkilemiştir. Özellikle oturma mobilyaları kadın ayakkabılarının sivri topuklarını (stiletto) andıran ayakları, kadın sırtını anımsatan arkalıkları ve oturma yerinin kıvrımlarıyla “erotik tasarımın” temsilcisidirler. Çizgilerin akıcılığı, yüzeylerin devamlılığı strüktürlerin deforme edilememeleri mobilyalarının müşterek dilidir. “Arabesque” serisinin masalarının kıvrımları gösteri pilotunun havada yaptığı tehlikeli akrobasi hareketlerini andırır. Mobilyaları Michael Thonet’in bükme ahşap mobilyalarda yapmış olduğu teknik, Alvar Aalto’un antropometrik konfigürasyonları ve Antonio Gaudi’nin fantastik strüktürlerinin bir sentezi olarak incelenebilir. Sandalye, koltuk, masa tasarımlarının konstrüksiyonlarında kullandığı teknikler onun uçak ve otomobil tasarımlarından edinmiş olduğu teknik bilgilerin uygulandığı örneklerdir. |
Mollino için iç mekan tasarımı adeta bir teatral mimaridir, bir konu başlığı altında kullandığı öğeleri ilüzyonist becerisi ile bir araya getirerek sahne veya film seti tasarımını andıran mekanlar yaratır. Aynalar, tül perdeler ve bölücüler ile birlikte kullandığı ilginç objeler mekanlarına eklektik olma kaygısı olmaksızın onun estetik ifadesinin ilginç bir soyutlaması olarak yansır.
1950 yılında New York'ta açılan “İtalya: Rönesans’ın Günümüz Tasarımına Etkisi” sergisine katılmış olan Mollino’nun o yıllarda yapmış olduğu proje ve | Reed&Burton için çatal bıçak takımı (1960) |
çalışmalarının arasında Singer mağazası mobilyaları, RAI (İtalyan Radyo Televizyon Kurumu) oditoryumunun iç mimarisi ve mobilya tasarımları, Lutrario Gece Dans Salonu, Milano Trienali’ne mobilya tasarımları ile katılım ve aynı organizasyonun komiserliği yer almaktadır. Değişik dergilerde “Ütopya Tekniği Olarak Şehircilik”, “Organik Mimarlığın Zevki”, “Mimarlık Dili”, “ Modern Mimarlık var mı?” “Orantıların Retoriği ve Şiirselliği” gibi yazıları yayınlanan Mollino 1952-68 yılları arasında Torino Politeknik’te mimarlık tasarım ilkeleri ve mimarlık tarihi üzerine dersler vermiştir.
Giysi tasarımı,1965 Carlo Mollino, bir “occultism” öğrencisi olarak yaşamın her anının değerlendirirken ölüm sonrası düşüncesiyle de uğraşmış, mistisizm anlayışı içinde geçmişi geleceğe taşımak istemiş ve tasarımlarına tinsel mesajlar yüklemiştir. Bunun en ilginç kanıtı, içinde hiç yaşamadığı ama yaşamının her kesitinden ürünleri eklektik tarzda bir araya getirerek donattığı iki katlı bir villa olan “Casa Mollino” (Molino Evi) adıyla bilinen ve minik bir anıt mezarıandıran evidir. Torino’nun tepelerinde yer alan bu yapıyı 1960'larda satın almış, kendisini Mısır Krallığının baş mimarı olan “Kha” (MÖ 1390-1352) ile özdeşleştirircesine Kha’nın mezarı fikrinden yola çıkarak ve onu eserleriyle ve tüm sahip olduğu nesnelerle birlikte sonsuzluğa “ölümün krallığına” taşıyacak bir “tapınak” haline dönüştürmüştür.Mimarlık, içmimarlık, mobilya tasarımı dışında değişik konularda da tasarımları olan Mollino organik tasarım yaklaşımını değişik malzemelerle çalışma bilgisini birleştirerek ilginç örneklerde sergilemektedir. 1960 yılında yapmış olduğu çatal bıçak takımı bunun bir kanıtıdır. Aynı şekilde moda tasarımı onun ilgisini çeken diğer bir daldır, gerek fotoğraf çekimlerinde gerekse tasarımlarının bir çoğunda çıkış noktası olan kadın bedeni moda tasarımı için kullandığı bir kaynaktır. Moda tasarımları dönemin Frivolités gibi bazı moda dergilerinde de yayınlanmıştır. Tasarımlarının arasında iç çamaşırları, gece kıyafetleri, Marus moda evi için tasarımlar ve gerçekleştirmiş olduğu fuar standlarında görev alan personelin üniformaları bulunmaktadır.
Kaynakça: “Létrange univers de l’architecte CARLO MOLLINO” Centre Georges Pompidou,
Paris 1989. (Aynı adlı sergi kataloğu olarak yayınlanmıştır.)
Neumann, Claudia., Design Lexikon-Italien, Dumont Verlag, Köln 1999